Sonntag, 6. September 2015

HE DE GECSIN

Bir 12 yasinda annem ve babamla gittigimiz eglence parkinda sihirbaz amcanin asistan olarak beni sectiginde sevincten yerimde zipladigimi bilirim bir de bugün Ishita'nin bana 'al canim bu yeni telefonun' diyip su an bu yaziyi yazdigim Samsung telefonunu uzattiginda. 3 gün telefonsuz uzak doguda yasamis olanlar bilir ve anlarlar ki, bu gayet normal ve yerinde bir tepki (benim birinin bana sabah uyanip 'hadi adalara gidelim dediginde ayni tepkiyi verebildigimi düsünürsek daha da anlasilir).
Günüm hintlerin degisik tasarim anlayisini anlamaya cakismakla, bizim calisma grubundaki gerizekali vampir cocugun düsük sosyal iq'suyla sacmaladigi seylere sinirlenmekle, ama en cok ta bu ülke icin ve aslinda her ülke icin fazla gelismis sacma zeka ya da davranislari ile almanlara gülmekle gecti. Abarttigimi düsünüyorsan anne: biraz önce diger odadaki kizlar bir ampul kirdiklarini ve civa zehirlenmesi gecirmekten korktuklarini söyleyip otel odalarini degistirmeye kalktilar. Ahajaksjshahaja. Su an sesleri geliyo, burdaki calisan hint garibine dertlerini anlatmaya calisiyorlar. Ah canim ya, ben bile anlamazken, sen nasil anlicaksin tabii? Bakma öyle, 'he' de gecsin.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen