Montag, 31. August 2015

OTEL ODASI QEYFI

Tütsü de degilmis, hamam böcegi de. Migdem bana hint yemeklerini fazla sevip abarttigimi duyurmaya calisiyormus megerse. Gece yarisi basarili oldu ve uyutmadi beni. Sonra tekrar, sonra tekrar. Sonuc olarak bütün gün otel odasindan cikamadim. 'Cik bi hava al' diceksiniz simdi belki ama o söylediginiz sey almanya da oluyo. Burda 'cik bi havale gecir, zehirlen, gel' olurdu anca. Ben de tek arkadasim olan klima'yla sabah'tan beri savasiyorum. Bütün gün bana güc gösterisi yapti aklinca gerizekali. Actigimda dondurup, kapattigimda beni terden geberten klima'nin bana cok benzedigine kanaat getirdim. 'Ya beni sev, katlan, ya da birak ve geber' diyo. Ortasi yok pisligin. 
Ben de günümün cogu zamanini dilini hic anlamadigim ama bas rolleri Hülya Kocyigit ve Tarik Akan'la degistirilebilir olan eski Bollywood filmlerini izledim. Her 10 dakika da bir durduk yere dans edip sarki söylemeleri disinda konusu eski türk filmleriyle ayni. 
Bi ara hint arkadasim geldi, 3 saat yanimda kaldi, bana ilac ve cay getirdi. Daha sonra yine gelip meyve getirecekmis. Tamam biz de sicak kanli bi milletiz ama bu kadar iyi olur mu insan? Beni bile sasirtti.
Bunun disinda enteresan bise gelismedi. Kinali ellerimi cekip koymayi cok isterdim ama otel odasinda onlari ön plana cikarabilecek yeterince güzel bi kulis bulamadim. Ve acikcasi klima ve banyo'ya gitmek disinda pek de kalkasim yok. 
Neyse, Hindistan'da hastayken ve bir sey yapmazken bile yazacak bu kadar sey buldum. Almanya'ya döndügümde hayatimda Istanbul icin para biriktirmek icin cimriligin son noktasina varmam disinda enteresan hic bir sey gelismeyecegi icin bu Blog'un da ömrü bitecek sanirim.
Bugün yükliyecek cok resim yok, sadece Bollywood filmin tamamini anlatan resimi ekliyorum. Yarin yeni seyler yüklerim artik.

NOT: Gecenki yazimda (yine) bir hata yapmisim :( moral yerine morel yazmisim. Degistirmek istedim ama blog'umla eglendirdigim insan sayisi 1'den 2'ye cikmis ve o kisi yaptigim hatalarla egleniyormus. Bugün de karmam icin sevap topliyamamistim, en azindan onun eglenebilmesi icin birakiyorum. Umarim Buddha görür ve beni iyilestirir. Amin. 


Sonntag, 30. August 2015

KINALI

Bugün modum fazla düsük, uykum da cok fazla, hic buraya yazabilecek fazla biseyler düsünemicem tek okuyucum oldugunu düsündügüm annemi eglendirmek icin. 
Turist olarak Ahmedabad'in bir kac tapinagini ziyaret ettik. Oradaki tütsü'den midir, garip dini müziklerinden midir, yoksa geldigimiz arabada ayagimin dibinden gectigini gördügüm hamam böceginden midir bilmiyorum, basim fazla agridi bugün. Neyse ki morelimi düzelten (ne olabilir) güzel yemekler vardi ve parmaklarimla yemek yemek artik yadirgayip cekindigim degil de zevk aldigim bir seye dönüsmeye basladi. Ben de parmaklarimi yiye yiye bas agrimi giderdim. 
Aksam hint kizlarina olan özentimden davetli oldugum bir kina partisinde herkesten daha cok kina sürdürerek görgüsüzlük yaptigimi düsünmüyorum. Ayaklarima da sürülmesini isteyen tek kisi olmam biraz garip kacmis olsa da, ve sonra o ayagima sürülen kinayi kizin halisina sürmem baya gereksiz olsa da en nihayetinde kücük ayak parmagim disinda muhtesem desenli el ve ayaklarim oldu ve bu modumu az da olsa yükseltiyo.
Sürülen kina asagi yukari 2€ tuttu. Bu ülkede cebindeki euro'larla zaten zenginken keske eve dönerken rikscha söförüne cirkeflik yapip 0,10€ icin kavga etmeseydin meral diye kiziyorum simdi kendime. Özellikle 'ya arkamizdan gelirse' korkusuyla otele kosmak bir hayli yorucuydu. Bu ülkede karma önemli. Yarin gidip bir kac rikscha söförüne para verip bi kac sevap puani toplamam gerekiyo. Yoksa saraswathi tanrisi beni tas edicek.

Samstag, 29. August 2015

COLORFUL INDIA

Colorful india basligini ortaya atip bir tane renkli resim koymamak basta celiskili gelebilir insana tabii ama colorful olmasinin yani sira bir de cok dirty india oldugunu düsünürsek Iphone kameramin kirliliginden resimlerin sisli cikmasini yadirgamamak lazim. Ha illa biri yadirganicaksa da bu kamerasini silmedigi icin ben degil de fazla hiz yaptigi icin rikscha söför bey amca olmali bence. Bir ayagini diger bacaginin altina koyup trafikte sanki ona canimizi emanet etmemisiz de köy kahvesinde arkadaslariyla tavla oynamaya gelmis gibi rahat davranan amca, arabasina turistlerin bindigi icin de diger söförlere havasini atmak icin yolumuzu uzatti. Basta sinirlendim tabii ama bu ülkede sadece beyaz tenli oldugun icin herkesin sana paris hilton muamelesi göstermesi ne yalan söyleyim hos bir duygu. Insanlarin caktirmadan benimle bir resim karesine girmek icin cabalayip poz vermelerini görünce bi anda istanbul'da ünlü görünce ayni sekilde davranan kendimi gördüm. Ama ben tabii cool gözlügümü takip caktirmadan güzel gözükmeye calismadim, yine kimseyi sasirtmiyarak insanlarin yanina gidip kameraya güldümsedim. Sonra türk ünlülerin kibirine sövüp bir daha onlarla caktirmadan selfie cekmeme karari aldim. (Sonra sövdügüm icin evrenden özür diledim ve tabii ki de ünlü gördügümde resim cekmeye calisicagimi itiraf ettim kendime.)
Bugün'ün en özel ani neydi diye sorarsaniz eger, kesinlikle 'onam festivali' ve muz yapraginin üzerine servis edilen muhtesem yemeklerdi! (Ya da Gandhi müzesi ve evi.) (Ya da bir motosiklete 5 kisinin bindigini görmek.)
Günün en sacma olayi ise salak sacma sivri sinegin onca kizin arasinda sadece malarya'ya karsi asi olmayan tek kizi bulup kolundan ce ayagindan issirmasi. Gerizekali, o kadar tatli alman sarisin var orda, geldin görünüsüyle ve desenli kinaya olan merakiyla kendi irkina en yakin kisiyi mi sectin? Kan cekti herhalde...

HOSBULDUM CANIM!

27 Agustos 7:45'de basliyan Stuttgart - Münih - Mumbai - Ahmedabad yolculugum 28 Agustos 7:00'da sona erdi. Hosbuldum hindistan! 🙏 
Kabul et Mumbai gece 3te 37 derece sicaklik, %80 nem ve ayni anda sakir sakir yagan yagmur cok ta hos bir karsilama olmadi. Gümrük'te workshop icin getirdigim, almanlarin bile bulamadigi, falcatami bulup almaniz da. Neyse ki dünyanin en ucuz ucak biletini almayi basarmisiz da Ahmedabad'a gitmek zorunda kaldik.
6 saatlik bir uykudan sonra, bütün gece kendini ugur derin dondurucu olduguna inandiran klima, sabah odadan kendimizi tropikal sicakliga attinca begin kanamasi gecirmemizi sagladi (lafin gelisi anne, iyiyiz merak etme saka yaptim.)
Bütün gün hint yemeklerini deneyip deli gibi yiyerek annem disinda kimseyi sasirtmadim. Turist bir almanci olarak yedigim herseyin resmini cekerek de tabii ki. Bir kacini paylasiyorum. Yarin konusuruz artik canim. Iyi geceler

Donnerstag, 27. August 2015

DIREN AHMEDABAD

Patidar kast'in tam da benim hindistan'a gidecegim zaman büyük bir protesto baslatmasi net hos olmus. Tamam direnisleri severim, desteklerim hatta, ama 12 saatlik ucak yolculuguma bir kac saat kala gidecegim sehirden yerlilerin bile kacmasini ögrenmek cok da rahatlatici degil acikcasi. Neyse, yani uzun lafin kisasi: Hayaller Ahmedabad, hayatlar Mumbai. Gerci hayallerin Ahmedabad oldugu bir hayata ne denir ki? 
Bagpack hazir, sirt cantasi hazir, ben de hazir olmaya calismaya hazir! Hindistan'da görüsürüz canim.

Mittwoch, 26. August 2015

ANNEME

„Meral blog yapmis“ haberini alip „Abi ne alaka ya, kizin fashion’la bi alakasi yok, boyu 1,60, ombre saci da yok, ne blogu allah askina“ diye düsündüyseniz, herseyden önce bi teessüf ederim! Ama gel gelelim ki bu blogun gercek amaci maybelline’den ürün hediyeleri almak icin ya da 9324743 takipciyle ego tatmin etmek icin degil, sadece bir annenin „benim kizim hindistanlarda ne yer ne icer“ feryadi’ni ciddiye alip, ona biraz olsun kizinin ac kalmiyacagini, kuduz olmiyacagini ve hindistanli bir damat adayiyla almanyaya dönmiyecegini göstermek, icini rahatlatmak icin. Annecim bu sayfayi acmayi basardiysan, bunlari okuyorsan eger: Evet orada yiyecegim hic bir yemek senin taze fasülye + pilav yemegi‘nin verdigi tadi vermiyecek, ama ac kalmiyacagim, söz! Seni seviyorum.